Tıpta Umut Veren Gelişme !

TIPTA UMUT VEREN GELİŞME
Tıbbın gelişmesi hastalığı olan birçok insana umut olmuştur. Neredeyse her hastalığın bir tedavisi bulunmuştur. Ama öyle bir gelişme var ki çocuk özlemi çekenler için bir umut kapısı olmuştur. Tüp bebek tedavi yöntemi tıpta belki de en güzel buluştur. Yıllarca çocuğu olmayan birçok kişi bu tedavi sayesinde hayal ettiği baba ve anne olma özlemine son vermiştir.
TÜP BEBEK NEDİR?
Erkek kısırlıklarında yada kadındaki yumurtalama bozukluklarında başvurulabilecek tek yöntem budur. Kadının yumurtaları ve erkeğin spermleri alınarak laboratuvar ortamında döllenme gerçekleştirilir ve oluşumdan sonra kadının rahmine yerleştirilir. Bebek oluşumu garanti olsun diye birden fazla embriyo rahme yerleştirilir. Bundan sonra 2 haftalık bir bekleme süresi başlar ve bu sürenin sonunda genelde bir ya da birkaçı bebek olmaya hazır olan embriyolar ana rahminde can bulur. Elbette bazı aileler için bu sürecin sonu uygun gitmeyen durumlardan dolayı umutlu bir sonuç vermez. Bunlar içinde bir kere daha denemekten başka çare yoktur.
İLK TÜP BEBEKLER
Bu tedavi Bob Edwards tarafından 1971 yılında bulunmuştur ve ilk tüp bebek 1978 yılında İngiltere de doğan Louse Brown adlı bebektir. Hızla adı duyulan bu tedaviye ülkemizde ilgisiz kalmamıştır. Türkiye de bu tedavi birçok çifte uygulanmıştır ve ilk bebek Ege Üniversitesinde 1989 yılında dünyaya gelmiştir. Bu tedavi günümüze kadar daha da gelişerek ve kendini yenileyerek gelmiştir. Daha kaliteli işlemler yapılarak daha kaliteli sonuçlar elde edilmeye başlanmıştır.
BAŞARI ORANI
Tüp bebek tedavisi doğurganlığını kaybetmeyen kadınlarda ve spermi olan erkeklerde uygulanır. Fakat doğurganlığını kaybetmişse kadın ya da hiç spermi yoksa erkeğin kesinlikle bu tedavi uygulanmaz. Ancak tedavinin başarı oranı yaşa göre değişkenlik göstermektedir. Daha genç yaştaki çiftlerin ilk tedavide olumlu sonuç elde etmesi daha kuvvetlidir. Genelde 30 yaş altındakilerde başarı oranı % 60 , 35 yaş civarında % 40, 40lı yaşlarda ise % 15 tir. Tabi ki bu oranlar ilk deneme içindir daha sonraki denemelerde şans gittikçe artar ve dördüncü denemede bu tedavi % 90 civarında bir başarı gösterir.